Isparta Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar
Isparta Mutlu Sonlu Masöz
Chris’in yaptığım yapmaya kim bilir kaç kez, ne kadar yaklaştı? Daha da ö nemlisi: Onu durduran neydi? Chris’in gü cü mü ydü onu engellemiş olan? Son patlamaya kadar Chris’in bedeninin tazyiklarında Isparta Mutlu Sonlu Masöz kilitli duran, hep yanında taşıdığı o dış uzay parçası mıydı? Elizabeth adını duyduğu ama hiç oynamadığı bir lise oyununu anımsıyor: Piliç. Sarp kayalıklara gidiyorlar, otomobillerini dik yamaçtan gö le doğru sü rerek yarışıyorlardı. Fakatç, freni ilk çeken olmamaktı.
Elizabeth, gü neşin altında dururken, tam vaktinde duranın, uçurumun kıyısından dü şen hasmının slow motion uçuşunu görenin o korkulu rahatlayışını duyuyor. Kendisi hâlâ yaşıyor, sırtında giysileri, yü rü yor, bir işi bile var. I˙ki çocuğu var. Rü zgarın ataksına rağmen, yer altından kendisini çağıran sesleri duyabiliyor; eriyen, çö zü len ağaçları, ayaklarının dibinde açılan derin boğazları gö rebiliyor. Bu derin boğazlar arada bir hep açılacak.
Isparta Mutlu Sonlu Masöz
Gö rü lebilir dü nyayı saydam bir tü l ya da bir kasırga gibi gö rmekte güçlük çekmiyor. Marifet bu dünyayı elle tutulur hale getirmekte. Evini gü venle dü şü nü yor; dingin oturma odasını, boş kâseleri –saltık zarafet!– mutfak masasını. Kusursuz bir ev değil evi. Doğrusu, bazı bölgeleri çö kü yor, dö kü lü yor; en belirgin çö kü ntü de ö n sundurmada. Ama bir ev sahibi olması bile, ev sahily olmayı başarabilmesi bile bir mucize. Bü tü n yıkıntıya rağmen. Cehennem çukurunun ü zerine bir konut kurdu o, ama başka neresi vardı ki ev kuracak?
Ve ev şimdilik ayakta duruyor. Nate Shuter Sokağı’nın bir blok gü neyindeki Yonge Sokağı’nın doğu yanında, bir oyun masasının ö nü nde, katlanabilir bir tahta sandalyede oturuyor. O¨ ğleden sonra gü neşi başına vuruyor. Elini gö zlerine siper ediyor. Gü neş gö zlü ğü takmış olması gerekirdi. Cam bir bira içmek istiyor. Bacaklarının arasına bir kutu bira, sıkıştırıp kimse gö rmeden çabucak bir yudum içebilir elbet, ama pek yakışık almaz bu.