Isparta Masaj Salonu

Isparta Masaj Salonu

Isparta Masaj Salonu Kaz tüyü montunu sırtına geçirip piknik sepetini aldı ve arkadaki üstü kapalı verandaya çıktı. Hafif bir yağmur yağıyordu. Kapüşonunu geçirdi. Verandayı geçip merdivenlerden inerek minik kış bahçesine doğru hızla yürüdü. Şimdi artık anası ve Kirk senenin büyük bölümünü güneşli bölgelerde geçirdiğinden evin çevreındaki bahçe birazcık bakımsız kalmıştı. Kışa dayanıklı çalılıklar ve hâlâ ayakta kalmayı başarmış birkaç ağaç, Agnes Gilroy’un minik şirin evini çevreleyen o müthiş yeşilliğin yanında müthiş bir zıtlık oluşturuyordu. Ama aslına bakarsan Agnes tam bir Kuzeybatı Pasifik bahçıvanıydı.

Agnes, sanki Grace’in bahçeye çıktığını bir medyumdan haber almış şeklinde arka verandasından çıkıp el salladı. “iyi sabahlar canım,” dedi şarkı söyler gibi bir sesle. “Ne güzel bir gün, değil mi?” Agnes her zaman Grace’in en sevmiş olduği insanlardan biri olmuştu. Agnes iflah olmaz bir iyimserdi fakat Grace’in anası her vakit onun o güler yüzlü dış görünüşünün altında son J ayne Ann Krentz derece akıllı ve kurnaz bir insan sarrafı bulunduğunu söylerdi.

Isparta Masaj Salonu

Isparta Masaj Salonu Uzun gri saçlarını boynunun hemen üstünde toplar, genelde bol kot gömlek, basit bir tişört ve bahçıvan terlikleriyle dolaşırdı. Doğuştan özgür bir ruha sahipti ve açık ki yaşamını da böyle yaşamıştı. Botanik eğitimi almış, gençlik senelerında bol bolca gezerek bilimsel nitelikli ve farmakolojik fakatçlı araştırmaları için örnekler toplamıştı. Anlattığı hikâyeler doğruysa ayrıca birçok da sevgili bulmuştu. Grace, Agnes’ın hatıralarını oldukça inandırıcı bulurdu. Agnes, emekli olduktan sonra kendini Cloud Lake’deki bahçıvanlık yarışlarına adamıştı. Hiç evlenmemişti ve sadece yaşamayı tercih ettiğini her süre açık bir şekilde ifade ederdi.

Fakat Harley Montoya kasabaya taşındıktan kısa bir süre sonra bu vaziyet bir anlamda değişmişti. Agnes ile Harley arasındaki rekabet, bir ihtimal birazcık da kaçınılmaz olarak uzun süreli ve gizli saklı bir ilişkiye dönüşmüştü. Harley’nin kamyoneti her çarşamba ve pazar gecesi Agnes’in evinin önünde görülürdü. Şafak sökmeden ise ne olursa olsun gitmiş olurdu. “adamların bütün gece evinde kalmasına izin vermek riskli iş tatlım,” demişti bir zamanlar Agnes, Grace’e. “Bu onlara artık onlar için yemek ve temizlik oluşturmaya başlayacaksın iletiı verir.” Grace bahçenin ortasına gelmişti ki durdu. “merhaba Agnes. Evet, harika bigün.”